Masalları bilirsiniz. Masallar küçüklere dünyanın sırlarını fısıldayan, geçmişten günümüze miras kalmış olan büyülü hikayelerdir. Aslında sadece küçüklere hitap etmezler, ben bir yetişkin olarak hala masal okumaktan büyük bir zevk alıyorum. Sadece onlara inanmıyorum… Acaba inanmıyor muyum gerçekten? Photo by Tingey Injury Law Firm on Unsplash Masalların çok temel bir mesajı vardır: İyiler en sonunda mutlu olur, kötüler ise yaptıkları kötülüklerin cezasını eninde sonunda mutlaka çekerler. Yani eden bulur. Kulağa çok adil geliyor, tam da olması gerektiği gibi. Bu düşüncenin kendisinin büyüklerin de inandığı, hem de gerçekten inandığı bir masal olduğunu söylesem siz ne düşünürsünüz? “Bir masala inanmak” dediğimizde pek kabul edilebilir gibi durmuyor değil mi? Öyleyse biz buna “adil dünya inancı” diyelim. Adil dünya inancı, psikoloji literatüründe geçen bir kavram esasında. Lerner’in öne sürdüğü bir kuram olan Adil Dünya İnancı Kuramı’na göre insanlar, iyilerin yaptıklarının öd...